Son zamanlarin en sevdigi aktivitesi yavru kopecikler gibi su sisesini agziyla tasiyip bize getirmek ve bizim ona su icirmemiz. Cok uzun sure su icmeyi reddetti Ilgar. Anne sutu emdikce, kabizlik gibi bir derdi olmadikca sorun etmedik bunu. Ama kati gidaya gectikten sonra her firsatta su sunduk ona. Cesitli yontemler denedim; su bardagi, biberon ve su sisesi ise yaramadi. En son aldigim su sisesinin agizlik kismi slikon. Belki emebildiginden sevdi kim bilir, onunla iciyor suyunu. Son donemlerde buyuk olasilikla demir takviyesi yuzunden kabizlik derdi oldu yavrunun. En sonunda demire bir sureligine ara vermekte buldum cozumu. Ne yedirdiysek ise yaramadi cunku. Tekrar demire baslayinca ne yapacagiz bilmiyorum.
Bir donem ana kucagi diye is yapan sey artik Ilgar'in oyun parkinin (eskiden salonumuz olan oyun alani) bir parcasi oldu. En sevdigi sey uzerine cikip kendi kendine yaylanip sallanmak. Eger ana kucagi koltuga yakin bir yerdeyse hic sansimiz yok, oradan atilip koltuga geciyor ve koltugun tepesine tirmaniyor. 9. ayin basinda ilk adimlarini atmis olsa da hala tam anlamiyla yuruyor oldugunu soyleyemem. Daha cok bir iki adim atip hedefine atilmayi tercih ediyor. Herhalde kasinin ve disinin durumunu acikliyordur bu.
Diger favori mekani mutfak. Mutfaktaki her sey, ozellikle bozdolabi ve dolaplar hedefi halinde. Kendiliginden kapanan buzdolabi kapagina sinir olsa da dolaptan sebze meyveleri bosaltmaktan cok keyif aldigini gorebiliyoruz :) Diger bir oyunu da dolaptaki tavalari cikarip yere vurup cikan sesi dinlemek. Dolaplari yeniden duzenledik, camlari kaldirmak zorunda kaldik. Cam demisken gecenlerde bizi cok korkutan bir sey oldu. Tezgahtan iki tane ic ice konmus kase yere dustu ve tuzla buz oldu. O sirada Ilgar mizmizlanmasina ragmen sirti donuk mama sandalyesinde oturuyordu. Cam parcalari diger odalara kadar zipladi. Inanamadik. Sansliydik ki Ilgar her zamanki gibi ayagimizin altinda degildi. O gun bugundur tezgahin uzerine hic bir cam malzeme birakmiyoruz.
Buralarda hava sicakligi mevsim normallerinin uzerinde son bir haftadir. 30 santigrad dereceye vurdu sicaklik. Tam anlamiyla bahar gelmis durumda zaten. Her yer yeserdi, agaclar rengarenk cicek acti (bu memleketin en sevdigim ozelliklerinden biri). Hal boyle olunca Ilgar ciplakligin keyfini cikardi. Elleriyle gobegine bacaklarina vurup gulmesini izlemek cok keyifli oldu.
Bu haftanin en muhim gelismesi ise ikinci kez teyze olmam, Ilgar'in da kucuk abi olmasiydi. Sevgili kuzenim ikinci cocugunu, oglunu dunyaya getirdi 28 Subat gunu. Guzellikler, mutluluk icinde, anali babali buyusun, upuzun saglikli bir omru olsun kuzumun.
pofuduk yavru yerim seni ben:) gelcem oraya bir gun ve isircam isircam opcem:)))
YanıtlaSilIlgarin maceralarini okumaktan buyuk keyif aliyorum, resimlere zaten doyamiyorum! yakisikli Ilgar ve guzel annesi opuyorum sizi!
YanıtlaSilTam bir afacan oglan cocugu :)) Cok sirin olmus coook :))
YanıtlaSil41 kere maşallah IlGAR'a. Kerim'le yaşıtlar ama hakkaten çok farklı oluyor gelişimleri demek ki.. Kerim pek mıymıntı kalıyor yanında:)
YanıtlaSilOzge: Gel teyzesi, Derin'i parka goturur bizim oglan:)
YanıtlaSilEmel: Cok tesekkur ederiz :) Bella'ya opucukler.
Anne ve Bebisi: Zamaninda MK'ya bakip fazla ic cekmisim ben herhalde. Afacan oglan istiyordum, buldum :)
Deli Anne: Tesekkur ederiz:)Tabii ki her cocuk farkli. Eger ana babasini tanisaydin daha kolay olurdu anlatmak. Bizi taniyanlardan duyduklarimiz sasirtmiyor: Ayni annesi, yok hayir ayni babasi :)